< Geri dön

Prof. Dr. Ferit Bingel

Anısına

11 Ocak 1946 - 13 Mayıs 2021
< Geri dön

Prof. Dr. Ferit Bingel

Anısına

11 Ocak 1946 - 13 Mayıs 2021
  • Ferit Bingel, 1946 yılında Artvin’de doğdu. 1978 yılında Christian Albrechts University, Institute of Oceanography Kiel, Almanya’da Balıkçılık Oşinografisi alanında doktorasını aldı. Enstitü’nün kuruluş yıllarında, 1979, öğretim üyesi olarak ODTÜ’ye katıldı. 1983 yılında TÜBİTAK Bilim Teşvik Ödülü’nü kazandı ve bu ödülü alan ilk deniz bilim insanı oldu. 2007-2012 arasında Enstitü müdürlüğü görevini üstlenen Dr. Bingel 2012’de emekli oldu.

    Hem ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde hem de Türkiye’de deniz biyolojisi ve balıkçılığı bilim dallarının gelişmesinde öncü rolleri üstlenen Dr. Bingel, ODTÜ-DBE’ye en fazla hizmet eden hocalarımız arasındadır. Dr. Bingel’in ODTÜ-DBE’nin eğitim, araştırma ve altyapı olarak gelişmesinde emekleri çoktur. Müdürlük görevinin öncesinde Enstitü Müdür Yardımcısı ve Deniz Biyolojisi ve Balıkçılığı ABD Başkanı olarak da idari görevlerde bulundu. Dr. Bingel, balık stoklarının değerlendirilmesi, balık popülasyon dinamikleri ve deniz ortamındaki biyolojik süreçler başta olmak üzere çeşitli alanlarda araştırmalar gerçekleştirmesinin yanı sıra geleceğin deniz bilimcilerine kaynak niteliğinde “Balık Populasyonlarının İncelenmesi” kitabını yazdı.


    Fotoğraf Paylaşın

    Anılar

    20.02.2022

    Ahmet BEYARSLAN

    Sayın hocamızı saygıyla anıyorum. Işıklarda uyusun

    18.01.2022

    MUSTAFA ZENGİN

    Ben de bu sayfaya bir şeyler yazmak istedim, sırf hocamıza olan vefa duygumu ifade etmek için. Ben ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü elemanı değildim. Hoca ile 1990 yılında başlatılan ve NATO tarafından desteklenen 'Karadeniz'deki Ticari Balık Stoklarının Tahmini' projesi nedeniyle tanışmıştık. O yıllarda bizim enstitü (Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü) henüz daha yeni kurulmuştu ve araştırmacı kadrosunu oluşturuyordu. Nitekim ben de 1989'un ikinci yarısında Enstitüye geçtim. Ege Ün'den mezun Ziraat Mühendisi kökenliydim. Diğer arkadaşlarla birlikte yoğun bir eğitim sürecinden geçiyorduk o dönem ve sık sık Erdemli'ye gidiyorduk. Projenin de başlaması ile birlikte Ferit Hoca'dan başta popülasyon dinamiği ve balıkçılık biyolojisi konusunda çok kez eğitim aldık. Bu süreçte çok yabancı olduğum disiplini bana sıfırdan öğrenmeme ve aslında sevmeme neden oldu. Proje devam ettiği yıllarda çok kez Trabzon'a geldi. Toplantılara katıldı ve deniz çalışmalarında bizler, genç araştırmacılara çok ama çok değerli katkıları oldu. Aynı projede görev alan ve o yıllarda çoğu Erdemli'de asistan olan başka Ali Cemal Gücü Hoca, Ali İşmen, Erhan Mutlu, Dursun Avşar, Ahmet Kıdeyş hocalarımızla tanıştık ve çok uzun yıllara sığan hem mesleki hem de bireysel arkadaşlıklarımız oldu. Bu zengin balıkçılık dünyasında bizimde yer almamızda hocamızın bu manevi katkısını unutmak mümkün değil. Bu isimlerin çoğu bahsettiğim bu projeden doktora ve mastır ve doktora çalışmalarını yürüttü. Ben de mastır çalışmam olan, Karadeniz'de dip trol ağlarında seçicilik çalışmamı bu projeden sağladım... Proje Raporu hazırlandığında , raporda projede katkı verenlerin isimleri yer almasına rağmen ben ismimi görememiştim. Sanırım 1995 yılıydı. O sıralar doktoraya başlamış ve Ali Cemal Hoca ile doktoram konusunda konuşmak üzere Erdemli'ye gitmiştim. İsim konusunda Ferit Hocaya durumu arz etmiştim. Çok üzülmüştü. Rapor yayınlanmasına rağmen tekrar yeni bir basım yapıp benim de ismimi rapora eklemişti. Bu duyarlılığı karşısında çok etkilenmiş ve teşekkürlerimi iletmiştim ... Otuz yılı aşan bir süreçte ortak ne çok şey biriktirmişiz. Bu birikimin odağında olanlardan birisinin de Ferit Hocamızın olması benim açımdan çok büyük bir manevi değer taşıyor. Hocam yattığın yerde huzurlu o... Kıymetini hep bileceğiz....

    21.11.2021

    Nilgün Uysal

    Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde çalışmaya başladığımda Deniz Biyolojisi ve Balıkçılık Bölümü henüz setüstündeki lojmanlardan birindeydi. Tüm kadro Ferit Hocam ve Mustafa Hocam ve Dursun(Avşar), Kubilay (Yılmaz) ve Ethem idi. Ben de katılınca altı kişilik bir kadro olduk. Kısa bir süre sonra deniz kenarındaki yemekhane binasının üst katına taşındık, deniz tarafındaki oda Ferit Bey ve Mustafa bey’in ofisi, yan tarafındaki büyük oda ise bizim ofisimiz ve aynı zamanda laboratuvarımız oldu. O zamanlar henüz Lamas yoktu, deniz çalışmaları Sülünkuş trol teknesi ile yapılırdı. Ben de önce Sülünkuş, daha sonra da Lamas ile yapılan deniz çalışmalarının günü birlik olanlarına katılırdım. O deniz çalışmalarından müthiş bir zevk alırdım, çıkan tüm balıklar tek tek ayrılır değişik ölçümler alınırdı. Özellikle o dönemde iskarmozlar ( Saurida undosquamis)üzerine bir proje çalışmamız vardı. Toplam boy uzunluğu, baş uzunluğu, kuyruk uzunluğu, yüzgeçlerdeki ışın sayıları gibi pek çok ölçüm ve sayım yapılırdı. Doğal olarak değişik deniz seferlerinden yüzlerce, belki binlerce balık ve bir o kadar da sayısal değer. Bütün bu verileri,henüz bilgisayarlarımız olmadığı için, yanlış hatırlamıyorsam çok kalın resim defteri gibi uzun defterlere kaydederdik. Neden olduğunu hiç hatırlamıyorum ama o binlerce sayısal değerlerin kontrol edilmesi gerekiyordu. Laboratuvardaki uzun masanın bir tarafında ben ve Ferit Hocam, karşı tarafında Mustafa Hocam ve sanırım Kubilay ( belki Dursun, tam hatırlayamıyorum) . Artık iyice akşam olmuş , hava kararmış ama biz hala çalışıyoruz. Ferit bey sayıları okuyor ben çizelgeden kontrol ediyorum. Ferit bey’in okumaktan, yorgunluktan dili damağı kurumuş, sayıların arasında “hı hı hı ‘ gibi sesler çıkarmaya başlamış. Bir gülme krizi bende başladı başlayacak, kendimi kontrol etmeye çalışıyorum,ama hiç mümkün değil. Doğal olarak Ferit Bey’den çekiniyorum, Mustafa Bey karşıdan muzip muzip bakıyor, “bakalım ne olacak” diye beklemede. Ferit Bey bir süre devam etti okumaya, sonra baktı olmuyor ben toparlanamıyorum , yüzüme bakmadan ciddi ciddi “sen bir dışarı çık, hava al gel “ dedi. Ben kendimi dışarı zor attım, kendi kendime dışarda bol bol gülmüş olmalıyım. Tekrar içeri girmek gerek, çok uzun kalamam, çalışma daha bitmedi. Girdim, yine başladık, ama değişen birşey yok. Ferit Bey yine nefes nefese, ben yeni bir gülme krizinin eşiğinde. Bundan sonrası nasıl gelişti hiç hatırlamıyorum; Ferit Bey ertesi gün devam etmek üzere çalışmaya son vermiş olabilir veya sakinleşmem için küçük bir ara daha vermiş olabilir. Bu ve benzeri pekçok anı hala o günkü gibi canlı ve aklıma geldiğinde beni gülümsetiyor. Sevgili Hocam, sizin öğrenciniz olmak benim için bir ayrıcalıktı, bunun her zaman bilicinde oldum. Huzur içinde uyuyun…


    Mesaj bırakın

  • 20.02.2022

    Ahmet BEYARSLAN

    Sayın hocamızı saygıyla anıyorum. Işıklarda uyusun

    18.01.2022

    MUSTAFA ZENGİN

    Ben de bu sayfaya bir şeyler yazmak istedim, sırf hocamıza olan vefa duygumu ifade etmek için. Ben ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü elemanı değildim. Hoca ile 1990 yılında başlatılan ve NATO tarafından desteklenen 'Karadeniz'deki Ticari Balık Stoklarının Tahmini' projesi nedeniyle tanışmıştık. O yıllarda bizim enstitü (Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü) henüz daha yeni kurulmuştu ve araştırmacı kadrosunu oluşturuyordu. Nitekim ben de 1989'un ikinci yarısında Enstitüye geçtim. Ege Ün'den mezun Ziraat Mühendisi kökenliydim. Diğer arkadaşlarla birlikte yoğun bir eğitim sürecinden geçiyorduk o dönem ve sık sık Erdemli'ye gidiyorduk. Projenin de başlaması ile birlikte Ferit Hoca'dan başta popülasyon dinamiği ve balıkçılık biyolojisi konusunda çok kez eğitim aldık. Bu süreçte çok yabancı olduğum disiplini bana sıfırdan öğrenmeme ve aslında sevmeme neden oldu. Proje devam ettiği yıllarda çok kez Trabzon'a geldi. Toplantılara katıldı ve deniz çalışmalarında bizler, genç araştırmacılara çok ama çok değerli katkıları oldu. Aynı projede görev alan ve o yıllarda çoğu Erdemli'de asistan olan başka Ali Cemal Gücü Hoca, Ali İşmen, Erhan Mutlu, Dursun Avşar, Ahmet Kıdeyş hocalarımızla tanıştık ve çok uzun yıllara sığan hem mesleki hem de bireysel arkadaşlıklarımız oldu. Bu zengin balıkçılık dünyasında bizimde yer almamızda hocamızın bu manevi katkısını unutmak mümkün değil. Bu isimlerin çoğu bahsettiğim bu projeden doktora ve mastır ve doktora çalışmalarını yürüttü. Ben de mastır çalışmam olan, Karadeniz'de dip trol ağlarında seçicilik çalışmamı bu projeden sağladım... Proje Raporu hazırlandığında , raporda projede katkı verenlerin isimleri yer almasına rağmen ben ismimi görememiştim. Sanırım 1995 yılıydı. O sıralar doktoraya başlamış ve Ali Cemal Hoca ile doktoram konusunda konuşmak üzere Erdemli'ye gitmiştim. İsim konusunda Ferit Hocaya durumu arz etmiştim. Çok üzülmüştü. Rapor yayınlanmasına rağmen tekrar yeni bir basım yapıp benim de ismimi rapora eklemişti. Bu duyarlılığı karşısında çok etkilenmiş ve teşekkürlerimi iletmiştim ... Otuz yılı aşan bir süreçte ortak ne çok şey biriktirmişiz. Bu birikimin odağında olanlardan birisinin de Ferit Hocamızın olması benim açımdan çok büyük bir manevi değer taşıyor. Hocam yattığın yerde huzurlu o... Kıymetini hep bileceğiz....

    21.11.2021

    Nilgün Uysal

    Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde çalışmaya başladığımda Deniz Biyolojisi ve Balıkçılık Bölümü henüz setüstündeki lojmanlardan birindeydi. Tüm kadro Ferit Hocam ve Mustafa Hocam ve Dursun(Avşar), Kubilay (Yılmaz) ve Ethem idi. Ben de katılınca altı kişilik bir kadro olduk. Kısa bir süre sonra deniz kenarındaki yemekhane binasının üst katına taşındık, deniz tarafındaki oda Ferit Bey ve Mustafa bey’in ofisi, yan tarafındaki büyük oda ise bizim ofisimiz ve aynı zamanda laboratuvarımız oldu. O zamanlar henüz Lamas yoktu, deniz çalışmaları Sülünkuş trol teknesi ile yapılırdı. Ben de önce Sülünkuş, daha sonra da Lamas ile yapılan deniz çalışmalarının günü birlik olanlarına katılırdım. O deniz çalışmalarından müthiş bir zevk alırdım, çıkan tüm balıklar tek tek ayrılır değişik ölçümler alınırdı. Özellikle o dönemde iskarmozlar ( Saurida undosquamis)üzerine bir proje çalışmamız vardı. Toplam boy uzunluğu, baş uzunluğu, kuyruk uzunluğu, yüzgeçlerdeki ışın sayıları gibi pek çok ölçüm ve sayım yapılırdı. Doğal olarak değişik deniz seferlerinden yüzlerce, belki binlerce balık ve bir o kadar da sayısal değer. Bütün bu verileri,henüz bilgisayarlarımız olmadığı için, yanlış hatırlamıyorsam çok kalın resim defteri gibi uzun defterlere kaydederdik. Neden olduğunu hiç hatırlamıyorum ama o binlerce sayısal değerlerin kontrol edilmesi gerekiyordu. Laboratuvardaki uzun masanın bir tarafında ben ve Ferit Hocam, karşı tarafında Mustafa Hocam ve sanırım Kubilay ( belki Dursun, tam hatırlayamıyorum) . Artık iyice akşam olmuş , hava kararmış ama biz hala çalışıyoruz. Ferit bey sayıları okuyor ben çizelgeden kontrol ediyorum. Ferit bey’in okumaktan, yorgunluktan dili damağı kurumuş, sayıların arasında “hı hı hı ‘ gibi sesler çıkarmaya başlamış. Bir gülme krizi bende başladı başlayacak, kendimi kontrol etmeye çalışıyorum,ama hiç mümkün değil. Doğal olarak Ferit Bey’den çekiniyorum, Mustafa Bey karşıdan muzip muzip bakıyor, “bakalım ne olacak” diye beklemede. Ferit Bey bir süre devam etti okumaya, sonra baktı olmuyor ben toparlanamıyorum , yüzüme bakmadan ciddi ciddi “sen bir dışarı çık, hava al gel “ dedi. Ben kendimi dışarı zor attım, kendi kendime dışarda bol bol gülmüş olmalıyım. Tekrar içeri girmek gerek, çok uzun kalamam, çalışma daha bitmedi. Girdim, yine başladık, ama değişen birşey yok. Ferit Bey yine nefes nefese, ben yeni bir gülme krizinin eşiğinde. Bundan sonrası nasıl gelişti hiç hatırlamıyorum; Ferit Bey ertesi gün devam etmek üzere çalışmaya son vermiş olabilir veya sakinleşmem için küçük bir ara daha vermiş olabilir. Bu ve benzeri pekçok anı hala o günkü gibi canlı ve aklıma geldiğinde beni gülümsetiyor. Sevgili Hocam, sizin öğrenciniz olmak benim için bir ayrıcalıktı, bunun her zaman bilicinde oldum. Huzur içinde uyuyun…


    Mesaj bırakın