Ömer Yağız 1940 yılında doğdu. Lisans derecesini ODTÜ İşletme Bölümü’nden (1962), MBA derecesini Cornell Üniversitesi’nden (1965), doktora derecesini University of North Carolina (UNC) at Chapel Hill’den (1973) aldı. Doktora eğitimi sırasında UNC-CH’de “Teaching Assistant” olarak 3 yıl görev yaptı.
Doktora derecesini aldıktan sonra ODTÜ İşletme Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. 1975-77 yılları arasında ODTÜ İşletme Bölüm Başkan Yardımcılığı, 1977-78 arasında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcılığı, 1980 yılında İşletme Bölüm Başkanlığı, 1980-82 yılları arasında da İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı görevlerini yürüttü.
1965 yılında ODTÜ’de araştırma görevlisi olarak başlayan ve 1982 yılına kadar değişik pozisyonlarda devam eden akademik yaşamını, Suudi Arabistan University of Petroleum and Minerals (UPM)’dan aldığı teklif üzerine 1982-88 yılları arasında yurt dışında sürdürdü. UPM’deki 6 yıllık çalışma dönemi içinde “Outstanding Teacher at the College of Industrial Management” ve “Distinguished Service to the University” ödüllerini aldı. S.A. Havayolları için “Aircraft Scheduling Model”ini geliştirdi ve S.A. Demiryolları Kurumu’na proje danışmanlığı yaptı.
1988’de yeniden ODTÜ İşletme Bölümü’ne döndü. 1989-1992 yılları arasında ODTÜ Senatosu’nda İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin seçilmiş temsilcisi olarak görev yaptı. Devlet Yatırım Bankası, Sanayi Bakanlığı, Roketsan, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. de aralarında olmak üzere çeşitli kurumlara araştırmacılık ve danışmanlık hizmetleri verdi. Akademik faaliyetlerine ek olarak ODTÜ Spor Kulübü Başkanlığı ve ODTÜ Mezunlar Derneği kurucu üyeliği gibi üniversiteye hizmete yönelik aktif roller de üstlendi.
1994’te KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden gelen bir teklif üzerine ODTÜ’den izinli olarak Kıbrıs’ta görev aldı. 1997’de yeniden ODTÜ İşletme Bölümü’ndeki görevine döndü. 1999 yılında ise ODTÜ’den emekliliğini alarak akademik yaşamına 2007 yılına kadar KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ)’nde devam etti. 2001-2003 yılları arasında DAÜ İşletme Bölümü Başkanlığı’nı üstlendi. “Distance Education Institute” kurucu ekibinde yer aldı ve daha sonraki aşamada Yönetici Kurul üyeliğine atandı. DAÜ yayıncılık birimini Türkiye’deki en başarılı üniversite örneklerinin düzeyine ulaştırmak için kurumlaştırma çalışmalarında yer aldı. Üniversite dışından gelen talepler üzerine Kalite Yönetimi alanında birçok KKTC kurumunda seminer/konferanslar verdi.
2007 yılında Türkiye’ye döndükten sonra ODTÜ İşletme Bölümü’nde yarı zamanlı öğretim üyesi olarak ders vermeye devam etti. Eylül 2019’da vefatına kadar olan dönemde, ODTÜ Geliştirme Vakfı (GV) (2010-2017) ve ODTÜ GV Eğitim Hizmetleri A.Ş. (2010-2017) Yönetim Kurulu üyesi ve ODTÜ GV Yayıncılık ve İletişim A.Ş. (2010-2019) Yönetim Kurulu Başkanı olarak ODTÜ’ye hizmetlerini sürdürdü.
Sevgili Ömer, benden önce yazan dostlarının sözlerini tümüyle hak ediyor. Her bakımdan saygın ve sevecen bir insandı. Yazılanlara iki ek yapmak isterim. Ömer'in, 1980'li yılların başında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde yapılan dekanlık seçiminde oyların tamamını alarak dekan seçilmiş olması meslektaşlarının ona karşı duydukları saygı, sevgi ve güvenin bir göstergesiydi. Ömer'in ODTÜ sevgisi tutku derecesindeydi. ODTÜ değerlerine bağlılığı yanında doğasına da aşıktı. Yerleşkemizden ve Eymir'den çektiği ve zaman zaman bizlerle paylaştığı fotoğraflar birer sanat eseri niteliğindeydi. Ciddi rahatsızlık geçirdiği bir dönemde (vefatından sadece haftalar önce) ODTÜ sorunlarını dert edinmiş ve Rektör'ün daveti üzerine aynı duyarlılıktaki bir meslektaşımızla birlikte o sorunları görüşmeye zaman ayırabilmişti. Ömer kardeşim, ışıklar içinde uyu.
Ömer hocamın kaybını büyük üzüntüyle öğrendim. Allahtan kendisine rahmet, sizlere sabırlar diliyorum. Facebook’da “İşletme'nin en beyefendi, hoş sohbet, vicdanlı, alçak gönüllü, “mensch” hocasıydı” yazdım ama yetmedi. Ne öğrenciliğimizde, ne asistanlığımızda, ne mezun sohbetlerimizde, *bir tek kişinin* kendisinden öfke ile ya da dalga geçerek bahsettiğini hatırlamıyorum. Dillerde dolaşan hep ince nükteleri, tatlı dili, eşsiz hafızası, teorik derslere hatıralarıyla kattığı renkli zarafeti oldu. Bizde uyandırdığı saygı öylesine derin ve istisnasız ki, belki de öğrencilerine verdiği en önemli ders insanlıktı. Yönetici olalım, akademisyen olalım ondan iyi bir örnek bulamayız. Ne standartlarından taviz verdi, ne birimizin onurunu veya kalbini kırdı, ne samimiyetle saygısızlığı karıştırmaya fırsat verdi. Bölüm toplantılarında sağduyunun sesi, gerçekten ODTÜ İşletme'nin incisiydi. Pek çok mezunu gibi ben de son yıllarda kendisiyle sosyal medya yoluyla haberleşiyordum. Fotoğraflarıyla dünyamıza güzellik kattı, emeklilik hedeflerimizi yükseltti. Diğer Türk tanıdıklarımın öfke kustuğu durumlarda hep Ömer hocanın paylaşımlarını beklerdim, çünkü haksızlık, aç gözlülük, değer bilmezliğe karşı duruşu herkes kadar yiğit ama söylemlerini yasladığı bilgi dağarcığı ve espri anlayışı onlardan bir gömlek üstündü. Ağır hastalandığımda herkes şaşkınlıkla veya tecrübesizlikle yanlış şeyler söylerken, onun doğal içten, ‘Şenol ve benden...' diye başlayan iyi dilekleri içimi ısıttı. Şimdi duvarımdaki hayret ifadelerinden görüyorum ki, kendi hastalığını her zamanki cesaret ve zarafetiyle taşımış. Siz başta olmak üzere bütün ailesinin tekrar tekrar başı sağolsun; mekanı cennet olsun. Hatırası gelecek nesillerde yaşayacak, bizleri daima biraz daha sabırlı ve mütevazi, güzelliklere biraz daha açık olmaya davet edecek. Selam ve saygılar,
2019 Eylül’ünde ODTÜ’nün bir güzel insanını daha yitirdik. Ömer’i 1958 yılından beri tanıyordum. Önce çok düzgün bir öğrenci idi. Daha sonra meslektaş, arkadaş ve dost olduk. Yitirdiğimiz bu güzel insan, ODTÜ’yü iliğiyle kemiğiyle yaşayan, bu kurumun kuruluş heyecanını ve sorumluluğunu her an duyan, her bir köşesini fotoğraflarıyla ebedîleştiren, bakışlarında, içindeki iyiliği ânında yansıtan nâzik, ince, uygar, çelebi, kibar, hatırşinas, büyük bir Cumhuriyet çocuğu idi. Senol’suz düşünemediğimiz bir aşk insanı idi. Huzur ve ışıklar içinde uyu güzel insan Ömer’ciğim.
29.12.2020
Fikret Şenses
Sevgili Ömer, benden önce yazan dostlarının sözlerini tümüyle hak ediyor. Her bakımdan saygın ve sevecen bir insandı. Yazılanlara iki ek yapmak isterim. Ömer'in, 1980'li yılların başında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde yapılan dekanlık seçiminde oyların tamamını alarak dekan seçilmiş olması meslektaşlarının ona karşı duydukları saygı, sevgi ve güvenin bir göstergesiydi. Ömer'in ODTÜ sevgisi tutku derecesindeydi. ODTÜ değerlerine bağlılığı yanında doğasına da aşıktı. Yerleşkemizden ve Eymir'den çektiği ve zaman zaman bizlerle paylaştığı fotoğraflar birer sanat eseri niteliğindeydi. Ciddi rahatsızlık geçirdiği bir dönemde (vefatından sadece haftalar önce) ODTÜ sorunlarını dert edinmiş ve Rektör'ün daveti üzerine aynı duyarlılıktaki bir meslektaşımızla birlikte o sorunları görüşmeye zaman ayırabilmişti. Ömer kardeşim, ışıklar içinde uyu.
25.11.2020
Selcen (Pamuk) Phelps
Ömer hocamın kaybını büyük üzüntüyle öğrendim. Allahtan kendisine rahmet, sizlere sabırlar diliyorum. Facebook’da “İşletme'nin en beyefendi, hoş sohbet, vicdanlı, alçak gönüllü, “mensch” hocasıydı” yazdım ama yetmedi. Ne öğrenciliğimizde, ne asistanlığımızda, ne mezun sohbetlerimizde, *bir tek kişinin* kendisinden öfke ile ya da dalga geçerek bahsettiğini hatırlamıyorum. Dillerde dolaşan hep ince nükteleri, tatlı dili, eşsiz hafızası, teorik derslere hatıralarıyla kattığı renkli zarafeti oldu. Bizde uyandırdığı saygı öylesine derin ve istisnasız ki, belki de öğrencilerine verdiği en önemli ders insanlıktı. Yönetici olalım, akademisyen olalım ondan iyi bir örnek bulamayız. Ne standartlarından taviz verdi, ne birimizin onurunu veya kalbini kırdı, ne samimiyetle saygısızlığı karıştırmaya fırsat verdi. Bölüm toplantılarında sağduyunun sesi, gerçekten ODTÜ İşletme'nin incisiydi. Pek çok mezunu gibi ben de son yıllarda kendisiyle sosyal medya yoluyla haberleşiyordum. Fotoğraflarıyla dünyamıza güzellik kattı, emeklilik hedeflerimizi yükseltti. Diğer Türk tanıdıklarımın öfke kustuğu durumlarda hep Ömer hocanın paylaşımlarını beklerdim, çünkü haksızlık, aç gözlülük, değer bilmezliğe karşı duruşu herkes kadar yiğit ama söylemlerini yasladığı bilgi dağarcığı ve espri anlayışı onlardan bir gömlek üstündü. Ağır hastalandığımda herkes şaşkınlıkla veya tecrübesizlikle yanlış şeyler söylerken, onun doğal içten, ‘Şenol ve benden...' diye başlayan iyi dilekleri içimi ısıttı. Şimdi duvarımdaki hayret ifadelerinden görüyorum ki, kendi hastalığını her zamanki cesaret ve zarafetiyle taşımış. Siz başta olmak üzere bütün ailesinin tekrar tekrar başı sağolsun; mekanı cennet olsun. Hatırası gelecek nesillerde yaşayacak, bizleri daima biraz daha sabırlı ve mütevazi, güzelliklere biraz daha açık olmaya davet edecek. Selam ve saygılar,
20.11.2020
Fikret Görün
2019 Eylül’ünde ODTÜ’nün bir güzel insanını daha yitirdik. Ömer’i 1958 yılından beri tanıyordum. Önce çok düzgün bir öğrenci idi. Daha sonra meslektaş, arkadaş ve dost olduk. Yitirdiğimiz bu güzel insan, ODTÜ’yü iliğiyle kemiğiyle yaşayan, bu kurumun kuruluş heyecanını ve sorumluluğunu her an duyan, her bir köşesini fotoğraflarıyla ebedîleştiren, bakışlarında, içindeki iyiliği ânında yansıtan nâzik, ince, uygar, çelebi, kibar, hatırşinas, büyük bir Cumhuriyet çocuğu idi. Senol’suz düşünemediğimiz bir aşk insanı idi. Huzur ve ışıklar içinde uyu güzel insan Ömer’ciğim.