Mehmet Sadrettin Sinman1925 yılında İstanbul’da doğdu. Kendi çabasıyla Almanca ve elektronik öğrendi. İstanbul Üniversitesi Fizik-Matematik (Uygulamalı Fizik) bölümüne ancak 28 yaşındayken başladı. Elektronik bilgisi çok iyi olduğu için fakültenin radyo istasyonlarını kuran ekibin başına geçti. Yüksek lisansını yine İstanbul Üniversitesi’nde Uygulamalı Fizik bölümünde Nükleer Elektronik alanında, doktorasını 1966 yılında Plazma Fiziği (High-Beta Tokamak) Laboratuvarı’nda Prof. Dr. Fahir Yeniçay’ın yönetiminde Türkiye’nin ilk Tokamak Projesi’nde çalışarak tamamladı.
İş yaşamının ilk basamağı FF, Uygulamalı Fizik Merkezinde oldu. Burada Teknik Yönetici olarak (1950-56), Telekomünikasyon Sistemleri üzerinde ve geliştirme araştırması niteliğinde 8 projeyi yönetti ve sonuçlandırdı. Bundan sonra kendisine, Karayollarının haberleşme şebekesinin projelendirme görevi verildi. Bu dönemde (1956-58) kurduğu laboratuvar ve oluşturduğu grupla, alıcı-verici sistemler (yer istasyonları) geliştirerek, propagasyon etüdünü tamamladı. Bu arada Genel Müdürlüğün haberleşme fonksiyonu da yerine getirildi. Projenin bitiminde, I.C.A.‘dan destek alınarak haberleşme şebekesi genişletildi.
Askerlik görevini (1958 -59) Genelkurmaya bağlı İlmi İstişare ve Geliştirme Kurulu’nda yaptı. Burada Yöneylem ve Elektronik Araştırma gruplarında bazı taktik problemler üzerinde çalıştı ve ardından İÜ, FF Atom ve Çekirdek Fiziği Kürsüsü’ne uzman olarak girdi. Bu dönemde (1959 – 67) Plazma Fiziği ve Nükleer Elektronik alanlarında temel ve uygulamalı araştırmalar yaptı. Öte yandan part-time bir şekilde İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsü’nde görev alarak Enstitünün Nükleer Fizik Laboratuvarını düzenledi ve kurulmasına katkıda bulundu. Bu arada Mors ve TEM Kollektif Şirketi’ne danışmanlık yaparak Petrol Ofisin pipe-line haberleşme şebekesi için, tek-yan-band’lı alıcı verici sistemler geliştirdi.
ODTÜ Mühendislik Fakültesi Bölümü’ne Yardımcı Profesör olarak 1967 – 68 yılında atandı. Elektrik Mühendisliği Bölümünde, misafir ünite şeklinde 1970 yılında faaliyete geçen, TÜBİTAK Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Enstitüsü Elektronik Araştırma Üniversitesi’nin kuruluş döneminde, ünitenin araştırma politikası ve programlarını içeren çalışmalara katıldı. 1972 – 73 akademik yılında Doçent oldu. Prof. Dr. Sadrettin Sinman’a Heidelberg Üniversitesi ile Dünya Kültür Konseyi’nin ortak çalışmasının sonucunda, Plazma Fiziği ve Nükleer Füzyon alanının genişlemesine yaptığı katkılardan dolayı 1987 yılında Albert Einstein Dünya Bilim Diploması verildi.
Prof.Dr. Sadrettin Sinman, Füzyon Fiziğine ve özellikle kompakt toroidlerin gelişmesine yaptığı katkılar nedeniyle ODTÜ Prof. Dr. Mustafa N. Parlar Eğitim ve Araştırma vakfı tarafından verilen 1988 yılı Bilim Ödülünü kazandı.
Prof. Sinman ve eşi Doç. Ayten Sinman TAEK bünyesindeki çalışmalarında C-gun adını verdikleri bir plazma üretim tasarımı yapmışlardır. TAEK de faaliyet gösterdikleri yıllarda kurumun başkanı olan Prof. Ahmet Yüksel Özemre “Portreler ve Hatıralar” kitabında kendilerinin “Türk Curie” leri olarak anıldığını ve TAEK de yaptıkları çalışmalarla “uluslararası saygınlık, hayranlık ve şöhrete eriştiklerini” vurgulamaktadır.
Akademik yönüyle Prof. Dr. Sadrettin Sinman çeşitli konulardaki yüksek lisans ve doktora öğrencilerine destek vermiş ve 40’a yakın tez yönetmiştir.
Uluslararası füzyon konferanslarında çoğu eşi Doç. Dr. Ayten Sinman ile sunulan ve IAEA tarafından basılan 80’e yakın yayını ve doğrudan kendisi tarafından çeşitli bilimsel dergilerde basılmış makaleleriyle Sinmanlar, dünyada Elektronik ve Füzyon fiziği alanında uluslararası üne kavuşmuşlardır.
I studied Elec/Electronic engineering in METU (1976-1980) and then my advisor was Prof. Mr. Sedrettin Sinman, heard about his demise in 2015, a big shock to me. He was not only a good scientist and knowledgeable teacher but also a very nice human being, always polite to students and gave good advices.
19.01.2023
Muhammad Ahmed
I studied Elec/Electronic engineering in METU (1976-1980) and then my advisor was Prof. Mr. Sedrettin Sinman, heard about his demise in 2015, a big shock to me. He was not only a good scientist and knowledgeable teacher but also a very nice human being, always polite to students and gave good advices.