Eskişehir’de 1 Nisan 1948’de doğan Güzin Erlat (Gülsoy), Eskişehir Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra, o zamanki adıyla ODTÜ Ekonomi ve İstatistik Bölümü’ne girmiştir ve 1970 yılında mezun olmuştur. İstatistik yüksek lisans derecesini 1971 yılında Gazi Üniversitesi, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde, İktisat yüksek lisans derecesini 1975 yılında ODTÜ Ekonomi ve İstatistik Bölümü’nde tamamlamıştır. Doktora derecesini ise 1978’de AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümünden, ‘İktisadi Birleşmelerin Dış Ticaret Etkileri: Ticaret Yaratma ve Ticareti Saptırmanın Ex-Ante Ölçülmesi’ isimli tezi ile almıştır.
Güzin Erlat 1978-1987 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde Yardımcı Doçent olarak görev yaptıktan sonra ODTÜ İktisat Bölümü’nde, 1988 – 1999 yılları arasında Doçent ve 1999 yılından emekli olduğu 2014 yılına kadar Profesör olarak görev yapmıştır. Bu süreç içinde, 1983-1984 yılları arasında Kaliforniya Üniversitesi, San Diego’da, 1993-1994 yılları arasında da North Carolina State Üniversitesi ve North Carolina Üniversitesi, Chapel Hill’de ziyaretçi öğretim üyesi olarak bulunmuştur. İdari alanda da 2003-2007 tarihleri arasında ODTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Dekan Yardımcısı olarak görev yapmıştır.
Dış Ticaret ve Uluslararası İktisat konularında yerli ve yabancı dergilerde çok sayıda yayını olan Prof. Dr. Güzin Erlat yine aynı konularda sekiz yüksek lisans ve bir doktora tezi yürütmüştür. Yayınlarının yanı sıra 1999-2001 yılları arasında ‘Russian and East European Finance and Trade’ dergisinin editörler grubuna seçilmiş, 2001-2007 yıllarında ‘Emerging Markets Finance and Trade’ dergisinin yardımcı editörlüğünü yapmış ve 2003 yılından emekliliğine kadar ‘Middle East Economic Association’ın yönetim kurulu üyeliğinde bulunmuştur.
Prof. Dr. Güzin Erlat 1998 yılında ODTÜ Parlar Vakfı tarafından verilen yılın eğitimcisi ödülüne layık görülmüştür. 2020 yılında Türkiye Ekonomi Kurumu tarafından verilen Akademik Hizmet plaketinin sahibi olmuştur. Güzin Erlat ODTÜ İktisat Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Erlat’ın eşi ve Dr. Ahmet Gün Erlat’ın annesidir. 17 Mayıs 2023 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
Güzin hocamız çok değerli bir insandı. İlk defa kendisiyle Uluslararası İktisat dersinde bir lisans öğrencisi olarak karşılaşmıştım. Her dersi inanılmaz bir düzende işlerdi. Yıllarca Güzin Hoca gibi ders anlatmaya çalıştım ama çok da başarılı olmadım diyebilirim. Yılın eğitimcisi ödülü almış olması bir tesadüf değildir. Derslerimde ayrıca Güzin hocamızı stil sahibi biri olarak hatırlıyorum. Her giydiği taktığı ayrı güzeldi ve kendine özgüydü. Kolaylıkla bir yerden alınacak şeyler değildi ve sadece onda bulunurdu. Daha sonra Güzin hocamızla meslektaş olarak çalışma şansım oldu. Odalarımız yan yanaydı. Hep sevecen ve güler yüzlüydü, genç bir akademisyen olarak dertlerimizi sevinçlerimizi dinler, ortak olurdu. Hep birlikte bir kitap kulübü oluşturmuştuk. Katıldığım ilk kitap kulübüydü. Entelektüel birikimi, sorumluluk sahibi oluşu ben bir defa daha etkiledi. Kitaplar üzerinden geliştirdiğimiz önce hoca-öğrenci olarak başlayan daha sonra meslektaş olarak devam eden ilişkimiz daha da gelişti. Çok özel bir insan ve eğitimciydi, başarılı bir akademisyendi. Kendisini hep özlemle ve sevgiyle anacağım. Işıklar içinde uyusun Güzin hocam! Doç. Dr. Pınar Derin-Güre (ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Üyesi)
Güzin’i Uğurlarken Bu yazıyı yazmak benim için çok zor ve bir o kadar da üzücü. Güzin’i, 1967 yılında, ODTÜ İdari İlimler Fakültesine transfer ettiğim zaman tanıdım. Her ikimiz de Ekonomi ve İstatistik bölümünü seçtikten sonra arkadaşlığımız pekişti. Ben, Güzin, Pınar Önertürk, Khuku Sarkar hem dolaşırken hem de çalışırken bölümün dörtlü kız grubu olduk. O zamanlar fotokopi, internet gibi kolaylıklar olmadığı için verilen okuma parçalarını paylaşırdık. Sonra, okuduğumuz makalelerin özetlerini araya karbon kâğıdı koyarak çoğaltır ve birbirimize verirdik. Güzin derslere meraklı çalışkan bir öğrenci olduğu kadar ülke sorunları ile de çok ilgiliydi. Amacı ilerde akademisyen olmaktı. Güzin ailesi Eskişehir’de olduğu için yurtta kalıyordu. Bu durum ona bazı zorluklar getiriyordu. Ailesinin ve Eskişehir’in özlemi çekiyordu. Zaman zaman bize geldiği ve kaldığı olurdu. 1970 yılındaki mezuniyet balomuza gitmek için bizim evde birlikte büyük bir heyecanla hazırlandığımızı hatırlıyorum. 1987’de, ODTÜ İktisat bölümünde çalışmaya başladıktan sonra, sınıf arkadaşlığımıza, iş arkadaşlığımızı ekledik. Karşılıklı amfilerde aynı saatlerde derslere girdik. Derslerimiz zorunlu dersler olduğu için, ara sınav tarihlerinin çakışmaması için koordine ettik. 1989 yılı sonrası da aynı yazlık sitede oturduk. Tesadüfen ikimizin eşlerinin adı Haluk’tu. Haluk Erlat’la, Güzin ODTÜ’de yüksek lisans yaparken tanışıp 31 Mart 1973’te evlendiler. Böylece akademik bir aile kuruldu. Bu aile 1975’te oğulları Gün’ün katılımıyla büyüdü, 50 yıllık bir birliktelikle sonuçlandı. Güzin, ben, iki Haluk çok şey paylaştık. Bu hatıraları, şimdi durmadan hatırlamak beni üzüyor. Birlikte Anamur’a birçok yemeğe ve gezmeye gittik. Sitede adımız ‘’profesörler’’ idi. Güzin ve eşi Haluk Erlat denizi ve güneşi çok severlerdi. Saatlerce denizde kalır, bizi çok az denizde kaldığımız için şaka yollu tenkit ederlerdi. Güzin, esprili bir gün olan 1 Nisan’da doğmuştu. Sanırım bu onun olumlu bir kişiliğe sahip olmasını etkilemişti. Güzin olaylara her zaman olumlu tarafından bakardı. Etrafındaki öğrenci ve asistanlara pozitif enerji saçardı. Hatta bir 1 Nisan günü birbirimizin derslerine girip öğrencileri şaşırtmamızı istemişti. Yapmıştık. Sınıflardan anında bir uğultu, hocam yanlış sınıftasınız sesleri yükselmişti. Annesini çok küçük yaşta kaybetmiş olması kişiliğini etkilemiş, onu çok hassas ve kırılgan bir birey yapmıştı. Bahçede ip atlayan bir çocukken, annesini kaybettiği gün birden büyüdüğünü söylerdi. Bu nedenle kimseyi kırmamaya çalışır, aynı hassasiyeti başkalarından da beklerdi. Bu hassaslık bazen gereksiz yere üzülmesine neden olurdu. Hastalığını öğrendiği zaman, bu olaya da olumlu yaklaştı. Muhtemelen acı gerçeği bilmesine rağmen hep iyi olacağını düşündü, ya da öyle düşünmek istedi. Sessizce mücadele etti. Hastane yerine mümkün olduğu kadar evinde olmayı yeğledi. Biricik ve sevgili oğlu Gün, hastalığı süresince, hep annesinin yanındaydı ona destek oldu. Sevgili eşi Haluk Erlat’ta manen hep yanındaydı. Hastalığı sırasında hep haberleştik, son olarak yazamadığı için bana gönderdiği emojiler bile, bir espri, bir ümit içeriyordu. Ülke sorunlarına olan ilgisini hiç kaybetmedi. Son seçimlerde bize yazlık evlerimizde yabancı seçmen olup olmadığını kontrol etmemiz gerektiğini hatırlattı. Kendisi de oy vermeyi çok istedi. Mobil sandıkla oy vermeyi denedi ama maalesef başvuru süreci geçmişti. Güzin, doğayı, çiçekleri, hayvanları, benim gibi, özellikle kedileri çok severdi. Yazlık ve kışlık evleri çiçeklerle doluydu. Evlerinin duvarlarındaki tabloları, bibloları, her masanın üstünde olan kitapları da unutmamak lazım. Güzin okumayı çok severdi. İngilizce veya Türkçe kitap elinden düşmezdi. Ayrıca seyahat etmek hobileri arasında idi. Yurt dışı ve içinde yeni yerler keşfetmek onu mutlu ederdi. Güzin’i kaybettiğimize hala inanamıyorum. Bu dünyadaki misafirliği bu kadarmış. Bizleri erken terk etti. 1 Nisan 2023 günü 75 yaşını bitirmişti. Hayatının 45 yılı akademik hayatta, tüm öğretim, eğitim sürecini düşünürsek yaşamının 70 yılı çalışarak, okuyarak, eğiterek geçti. Huzur ve ışıklar içinde uyumasını diliyorum. Prof.Dr. Emine Zehra Kasnakoğlu ODTÜ İktisat Bölümü Emekli Öğretim Üyesi
27.02.2024
Pınar Derin-Güre
Güzin hocamız çok değerli bir insandı. İlk defa kendisiyle Uluslararası İktisat dersinde bir lisans öğrencisi olarak karşılaşmıştım. Her dersi inanılmaz bir düzende işlerdi. Yıllarca Güzin Hoca gibi ders anlatmaya çalıştım ama çok da başarılı olmadım diyebilirim. Yılın eğitimcisi ödülü almış olması bir tesadüf değildir. Derslerimde ayrıca Güzin hocamızı stil sahibi biri olarak hatırlıyorum. Her giydiği taktığı ayrı güzeldi ve kendine özgüydü. Kolaylıkla bir yerden alınacak şeyler değildi ve sadece onda bulunurdu. Daha sonra Güzin hocamızla meslektaş olarak çalışma şansım oldu. Odalarımız yan yanaydı. Hep sevecen ve güler yüzlüydü, genç bir akademisyen olarak dertlerimizi sevinçlerimizi dinler, ortak olurdu. Hep birlikte bir kitap kulübü oluşturmuştuk. Katıldığım ilk kitap kulübüydü. Entelektüel birikimi, sorumluluk sahibi oluşu ben bir defa daha etkiledi. Kitaplar üzerinden geliştirdiğimiz önce hoca-öğrenci olarak başlayan daha sonra meslektaş olarak devam eden ilişkimiz daha da gelişti. Çok özel bir insan ve eğitimciydi, başarılı bir akademisyendi. Kendisini hep özlemle ve sevgiyle anacağım. Işıklar içinde uyusun Güzin hocam! Doç. Dr. Pınar Derin-Güre (ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Üyesi)
17.02.2024
Emine Zehra Kasnakoğlu
Güzin’i Uğurlarken Bu yazıyı yazmak benim için çok zor ve bir o kadar da üzücü. Güzin’i, 1967 yılında, ODTÜ İdari İlimler Fakültesine transfer ettiğim zaman tanıdım. Her ikimiz de Ekonomi ve İstatistik bölümünü seçtikten sonra arkadaşlığımız pekişti. Ben, Güzin, Pınar Önertürk, Khuku Sarkar hem dolaşırken hem de çalışırken bölümün dörtlü kız grubu olduk. O zamanlar fotokopi, internet gibi kolaylıklar olmadığı için verilen okuma parçalarını paylaşırdık. Sonra, okuduğumuz makalelerin özetlerini araya karbon kâğıdı koyarak çoğaltır ve birbirimize verirdik. Güzin derslere meraklı çalışkan bir öğrenci olduğu kadar ülke sorunları ile de çok ilgiliydi. Amacı ilerde akademisyen olmaktı. Güzin ailesi Eskişehir’de olduğu için yurtta kalıyordu. Bu durum ona bazı zorluklar getiriyordu. Ailesinin ve Eskişehir’in özlemi çekiyordu. Zaman zaman bize geldiği ve kaldığı olurdu. 1970 yılındaki mezuniyet balomuza gitmek için bizim evde birlikte büyük bir heyecanla hazırlandığımızı hatırlıyorum. 1987’de, ODTÜ İktisat bölümünde çalışmaya başladıktan sonra, sınıf arkadaşlığımıza, iş arkadaşlığımızı ekledik. Karşılıklı amfilerde aynı saatlerde derslere girdik. Derslerimiz zorunlu dersler olduğu için, ara sınav tarihlerinin çakışmaması için koordine ettik. 1989 yılı sonrası da aynı yazlık sitede oturduk. Tesadüfen ikimizin eşlerinin adı Haluk’tu. Haluk Erlat’la, Güzin ODTÜ’de yüksek lisans yaparken tanışıp 31 Mart 1973’te evlendiler. Böylece akademik bir aile kuruldu. Bu aile 1975’te oğulları Gün’ün katılımıyla büyüdü, 50 yıllık bir birliktelikle sonuçlandı. Güzin, ben, iki Haluk çok şey paylaştık. Bu hatıraları, şimdi durmadan hatırlamak beni üzüyor. Birlikte Anamur’a birçok yemeğe ve gezmeye gittik. Sitede adımız ‘’profesörler’’ idi. Güzin ve eşi Haluk Erlat denizi ve güneşi çok severlerdi. Saatlerce denizde kalır, bizi çok az denizde kaldığımız için şaka yollu tenkit ederlerdi. Güzin, esprili bir gün olan 1 Nisan’da doğmuştu. Sanırım bu onun olumlu bir kişiliğe sahip olmasını etkilemişti. Güzin olaylara her zaman olumlu tarafından bakardı. Etrafındaki öğrenci ve asistanlara pozitif enerji saçardı. Hatta bir 1 Nisan günü birbirimizin derslerine girip öğrencileri şaşırtmamızı istemişti. Yapmıştık. Sınıflardan anında bir uğultu, hocam yanlış sınıftasınız sesleri yükselmişti. Annesini çok küçük yaşta kaybetmiş olması kişiliğini etkilemiş, onu çok hassas ve kırılgan bir birey yapmıştı. Bahçede ip atlayan bir çocukken, annesini kaybettiği gün birden büyüdüğünü söylerdi. Bu nedenle kimseyi kırmamaya çalışır, aynı hassasiyeti başkalarından da beklerdi. Bu hassaslık bazen gereksiz yere üzülmesine neden olurdu. Hastalığını öğrendiği zaman, bu olaya da olumlu yaklaştı. Muhtemelen acı gerçeği bilmesine rağmen hep iyi olacağını düşündü, ya da öyle düşünmek istedi. Sessizce mücadele etti. Hastane yerine mümkün olduğu kadar evinde olmayı yeğledi. Biricik ve sevgili oğlu Gün, hastalığı süresince, hep annesinin yanındaydı ona destek oldu. Sevgili eşi Haluk Erlat’ta manen hep yanındaydı. Hastalığı sırasında hep haberleştik, son olarak yazamadığı için bana gönderdiği emojiler bile, bir espri, bir ümit içeriyordu. Ülke sorunlarına olan ilgisini hiç kaybetmedi. Son seçimlerde bize yazlık evlerimizde yabancı seçmen olup olmadığını kontrol etmemiz gerektiğini hatırlattı. Kendisi de oy vermeyi çok istedi. Mobil sandıkla oy vermeyi denedi ama maalesef başvuru süreci geçmişti. Güzin, doğayı, çiçekleri, hayvanları, benim gibi, özellikle kedileri çok severdi. Yazlık ve kışlık evleri çiçeklerle doluydu. Evlerinin duvarlarındaki tabloları, bibloları, her masanın üstünde olan kitapları da unutmamak lazım. Güzin okumayı çok severdi. İngilizce veya Türkçe kitap elinden düşmezdi. Ayrıca seyahat etmek hobileri arasında idi. Yurt dışı ve içinde yeni yerler keşfetmek onu mutlu ederdi. Güzin’i kaybettiğimize hala inanamıyorum. Bu dünyadaki misafirliği bu kadarmış. Bizleri erken terk etti. 1 Nisan 2023 günü 75 yaşını bitirmişti. Hayatının 45 yılı akademik hayatta, tüm öğretim, eğitim sürecini düşünürsek yaşamının 70 yılı çalışarak, okuyarak, eğiterek geçti. Huzur ve ışıklar içinde uyumasını diliyorum. Prof.Dr. Emine Zehra Kasnakoğlu ODTÜ İktisat Bölümü Emekli Öğretim Üyesi