< Geri dön

Doç. Dr. Erhan Köksal

Anısına

1934 - 11 Ağustos 2015
< Geri dön

Doç. Dr. Erhan Köksal

Anısına

1934 - 11 Ağustos 2015
  • 1934 yılında Erzurum’da doğdu. Ankara Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra 1953-1957 yılları arasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde eğitimine devam etti. Bu Fakültenin Mali Şube kısmından mezun olduktan sonra 1958-1959 yılları arasında bir yıllık bir bursla London School of Economics’de akademik çalışmalarda bulundu. Yurda dönüşünü takiben Ocak-Nisan 1960 arasındaki dönemde Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE)  tarafından düzenlenen “Organizasyon ve Metot” kurusunu bitirdi ve aynı yıl bu kurumda çalışmaya başlamıştır.

    Sayın Köksal TODAİE’de bulunduğu beş yıllık süre boyunca aynı zamanda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde iktisat alanında yaptığı doktorasını tamamladı.

    Erhan Köksal, doktora derecesini aldığı 1965 yılında ODTÜ  İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak göreve başladı. 1981 yılında “Az Gelişmiş Ülkelerde Demokratik Rejim Uygulaması” başlıklı tezi ile doçent ünvanı almaya hak kazanan Köksal, emekli olduğu 1997 yılına kadar Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde öğretim üyesi ve bölüm başkanı olarak görev yapmıştır.

     


    Fotoğraf Paylaşın

    Anılar

    17.03.2021

    Mehmet Okyayuz

    Sevgili Erhan Köksal’ın anısına! Ocak 1995’de Türkiye’ye kesin dönüş yaptım ve ODTÜ’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde çalışmaya başladım. Almanya’da büyümüş ve tüm eğitim ve o zamana kadarki çalışma hayatını yine orada geçirmiş biri olarak Türkiye’de olup bitenleri, tarihini, siyasetini ve kültürünü takip etmiş olsam da hiç ülkemde tam anlamıyla, yani çalışma hayatının içinde bulunarak, yaşamamıştım o zamana dek. Dönme kararımı uyguladığımda bir anlamda ‘soğuk suya’ atlamış olup aslında tüm geçmişimi geride bırakmıştım. Bu radikal kararımdan pişman olmadıysam eğer bu Erhan hoca gibi insanların sayesinde olmuştur. Siyasal Teori alanının hocası olan Erhan hocadan Siyasal Düşünceler Tarihi dersini devraldım o yıl. Bana derse ilişkin birçok tavsiyede bulunmuştu Erhan hoca. Ve günler geçtikçe bu akademik çerçevede başlayan sohbetlerimiz genişlemiş, “güneşin altında olan” her şeyi konuşmaya başlamıştık kendisiyle. Kendimi bu sohbetler sırasında Erhan hocanın ve onun gibi insanların sayesinde hep “evimde” hissetmiştim. Erhan hocanın nezaketini, ince tavırlarını ve sevecenliğini hiç unutmadım. İnsanların belleğinde bu şekilde yer edinmekten daha derin, daha güzel ve daha kalıcı ne olabilir ki.

    17.03.2021

    Fahriye Üstüner

    Bizlerde derin izler bırakarak giden Erhan Hoca’mızı sıklıkla saygı ve sevgiyle anıyor olsak da bir kez de bu ortamda anmak istedim. Erhan Hoca’mız her zaman adil ve ilkeli tutumu ile bizlere (o zamanın genç araştırma görevlilerine) örnek olmuştur. Kritik zamanlarda ince esprileri ve sağduyulu yaklaşımıyla sorunların çözümüne katkı sağlamıştır. Doktora yeterlik sınavımı geçtikten sonra, bölüm başkanımız olarak yazmış olduğu tebrik mektubu kendimi çok iyi hissetmemi sağlamıştı. Her zaman olduğu gibi bir kez daha Erhan Hoca’mı sevgi ve saygıyla anıyorum.

    17.03.2021

    Yılmaz Üstüner

    Erhan Hocamı önce lisans eğitimim sırasında öğrencisi olarak tanıdım. Verdiği hukuk, siyasal düşünceler, karşılaştırmalı devlet yönetimi derslerinde konusuna hâkim ve akıcı ders anlatımı, verdiği çarpıcı örnekler ve çok adil öğrenci değerlendirmeleri benim ve tüm sınıf arkadaşlarımın ortak kanısıydı. Bize aktardığı bilgileri ve örneklemelerini kendi verdiğim derslerimde kullanıyor olmam ne kadar etkili bir hoca olduğunun açık kanıtıdır benim için. Daha sonra genç bir akademisyen olarak bölüm başkanımdı, özellikle o dönemde kendisinin insani meziyetlerini ve bunların ne kadar önemli olduğunu yakından görme fırsatım oldu. Erhan Hoca kanımca hepimiz için bir ideal rol modeldi. Bir ilke insanıydı. İlkelerinden asla ödün vermediği birçok durum oldu. Ancak, ilkelerine bağlılığı asla tutuculuğu beraberinde getirmiyordu, farklılıklara ve hatalara karşı inanılmaz derecede sabırlı ve toleranslıydı. Zor dönemlerde bir yönetici olarak karşılaştığı sorunlara insanları kırıp incitmeden çözümler arayıp üretmesi, diğer insani meziyetleriyle birleşince tüm bölümün çok sevdiği, saydığı ve çok güvendiği ve özellikle daha genç kuşak için ‘Erhan baba’ olmasını beraberinde getirdi. Diğer yandan, akademik ilgi alanımız olan siyaset, devlet ve bürokrasi pratiğinde insanların davranış ve etiğinin nasıl olması gerektiğinin doğrudan bir örneğiydi. Kuram anlatırken pratiği de kendi davranışlarıyla öğretmeye çalıştı, üstelik de birçok espriyle süsleyerek. Ülkede siyaset alanında her türden seçim olduğu dönemlerde ‘lacilerini’ giyerek gelirdi karşımıza, göreve davet edilebileceğini ince bir alayla söyleyerek. Bu esprisinden yola çıkarak diyorum ki keşke senin gibi ilkeli ve insani akademisyenlerimiz, siyasetçilerimiz ve kamu görevlilerinin çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşayabilse gelecek kuşaklar. Işıklar içinde yat Erhan Hocam.


    Mesaj bırakın

  • 17.03.2021

    Mehmet Okyayuz

    Sevgili Erhan Köksal’ın anısına! Ocak 1995’de Türkiye’ye kesin dönüş yaptım ve ODTÜ’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde çalışmaya başladım. Almanya’da büyümüş ve tüm eğitim ve o zamana kadarki çalışma hayatını yine orada geçirmiş biri olarak Türkiye’de olup bitenleri, tarihini, siyasetini ve kültürünü takip etmiş olsam da hiç ülkemde tam anlamıyla, yani çalışma hayatının içinde bulunarak, yaşamamıştım o zamana dek. Dönme kararımı uyguladığımda bir anlamda ‘soğuk suya’ atlamış olup aslında tüm geçmişimi geride bırakmıştım. Bu radikal kararımdan pişman olmadıysam eğer bu Erhan hoca gibi insanların sayesinde olmuştur. Siyasal Teori alanının hocası olan Erhan hocadan Siyasal Düşünceler Tarihi dersini devraldım o yıl. Bana derse ilişkin birçok tavsiyede bulunmuştu Erhan hoca. Ve günler geçtikçe bu akademik çerçevede başlayan sohbetlerimiz genişlemiş, “güneşin altında olan” her şeyi konuşmaya başlamıştık kendisiyle. Kendimi bu sohbetler sırasında Erhan hocanın ve onun gibi insanların sayesinde hep “evimde” hissetmiştim. Erhan hocanın nezaketini, ince tavırlarını ve sevecenliğini hiç unutmadım. İnsanların belleğinde bu şekilde yer edinmekten daha derin, daha güzel ve daha kalıcı ne olabilir ki.

    17.03.2021

    Fahriye Üstüner

    Bizlerde derin izler bırakarak giden Erhan Hoca’mızı sıklıkla saygı ve sevgiyle anıyor olsak da bir kez de bu ortamda anmak istedim. Erhan Hoca’mız her zaman adil ve ilkeli tutumu ile bizlere (o zamanın genç araştırma görevlilerine) örnek olmuştur. Kritik zamanlarda ince esprileri ve sağduyulu yaklaşımıyla sorunların çözümüne katkı sağlamıştır. Doktora yeterlik sınavımı geçtikten sonra, bölüm başkanımız olarak yazmış olduğu tebrik mektubu kendimi çok iyi hissetmemi sağlamıştı. Her zaman olduğu gibi bir kez daha Erhan Hoca’mı sevgi ve saygıyla anıyorum.

    17.03.2021

    Yılmaz Üstüner

    Erhan Hocamı önce lisans eğitimim sırasında öğrencisi olarak tanıdım. Verdiği hukuk, siyasal düşünceler, karşılaştırmalı devlet yönetimi derslerinde konusuna hâkim ve akıcı ders anlatımı, verdiği çarpıcı örnekler ve çok adil öğrenci değerlendirmeleri benim ve tüm sınıf arkadaşlarımın ortak kanısıydı. Bize aktardığı bilgileri ve örneklemelerini kendi verdiğim derslerimde kullanıyor olmam ne kadar etkili bir hoca olduğunun açık kanıtıdır benim için. Daha sonra genç bir akademisyen olarak bölüm başkanımdı, özellikle o dönemde kendisinin insani meziyetlerini ve bunların ne kadar önemli olduğunu yakından görme fırsatım oldu. Erhan Hoca kanımca hepimiz için bir ideal rol modeldi. Bir ilke insanıydı. İlkelerinden asla ödün vermediği birçok durum oldu. Ancak, ilkelerine bağlılığı asla tutuculuğu beraberinde getirmiyordu, farklılıklara ve hatalara karşı inanılmaz derecede sabırlı ve toleranslıydı. Zor dönemlerde bir yönetici olarak karşılaştığı sorunlara insanları kırıp incitmeden çözümler arayıp üretmesi, diğer insani meziyetleriyle birleşince tüm bölümün çok sevdiği, saydığı ve çok güvendiği ve özellikle daha genç kuşak için ‘Erhan baba’ olmasını beraberinde getirdi. Diğer yandan, akademik ilgi alanımız olan siyaset, devlet ve bürokrasi pratiğinde insanların davranış ve etiğinin nasıl olması gerektiğinin doğrudan bir örneğiydi. Kuram anlatırken pratiği de kendi davranışlarıyla öğretmeye çalıştı, üstelik de birçok espriyle süsleyerek. Ülkede siyaset alanında her türden seçim olduğu dönemlerde ‘lacilerini’ giyerek gelirdi karşımıza, göreve davet edilebileceğini ince bir alayla söyleyerek. Bu esprisinden yola çıkarak diyorum ki keşke senin gibi ilkeli ve insani akademisyenlerimiz, siyasetçilerimiz ve kamu görevlilerinin çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşayabilse gelecek kuşaklar. Işıklar içinde yat Erhan Hocam.


    Mesaj bırakın