< Geri dön

Prof. Dr. Mehmet Kıcıman

Anısına

1931 - 2 Mayıs 2018
< Geri dön

Sevdiğiniz işi yapın, yaptığınız işi sevin. Para kazanmak için sevmediğiniz branşa girmeyin. Para her şey değildir.

Prof. Dr. Mehmet Kıcıman

Anısına

1931 - 2 Mayıs 2018
  • Mehmet Özer Kıcıman, 1931 yılında İstanbul’da doğdu. 1953 yılında İstanbul Amerikan Koleji’nden mezun oldu. Yüksek lisans derecesini The University of Texas’tan 1954 yılında, doktora derecesini The Regents of the University of California’dan 1965 yılında aldı.

    1954 yılında ABD Illinois Eyaleti Ulaştırma Bakanlığı’nda, 1954-1955 yılları arasında, ABD Hazelet&Erdal Consulting Engineers’ta mühendis; 1955 yılında TCDD’de Statiker olarak görev yaptı.

    1966-1969 yılları arasında ODTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde Yardımcı Doçent, 1969-1975 yılları arasında Doçent, 1975-1983 tarihleri arasında da Profesör olarak çalıştı.

    1977-1978 yıllarında Rektör Yardımcısı olarak, 1979-1982 yılları arasında ise Rektör Vekili olarak görev yaptı.


    Sevdiğiniz işi yapın, yaptığınız işi sevin. Para kazanmak için sevmediğiniz branşa girmeyin. Para her şey değildir.

    Fotoğraf Paylaşın

    Anılar

    25.02.2022

    Prof. Dr. Tuğrul Tankut

    Prof. Kıcıman’ı doktoradan döndüğüm zaman tanıdım; ben uzaklardayken katılmıştı bizim bölüme. Bir süre Amerika Birleşik Devletleri’nde, uçak endüstrisinde mühendislik yapmış, daha sonra yurda dönerek ODTÜ’de hocalığa başlamıştı. Keskin bir zekâya ve kendine özgü bir espri anlayışına sahipti Mehmet Bey; sessiz ve basit cümlelerle ifade eder, hiç gülmeden, çok doğal bir şey söylüyormuş yapardı ince ama çarpıcı esprilerini. Bir örnek verelim: Yetmişli yılların başları, bazılarımız Eskişehir’e, bazılarımız Elazığ’a iki haftada bir giderek Akademilerde ders veriyoruz. Ben Elazığ’a gidenlerdenim. Ankara’dan haftada üç gün uçak var ama çoğu sefer yapılamıyor hava alanı bazı hava koşullarına uygun olmadığından. Çaresiz Diyarbakır’a uçuyoruz, Akademinin arabası bizi oradan alıp Elazığ’a götürüyor. Benim içinde olmadığım bir grup bir kış günü gitmiş Elazığ’a, ama bastıran kar yüzünden geri dönememişler. Elazığ şöyle dursun, Diyarbakır’dan bile uçak kalkamamış. Aralarında Kıcıman Hoca ile birlikte Sevgili Nuri Akkaş’ın da bulunduğu ODTÜ’lü hoca grubu trene binip tutmuşlar Ankara’nın yolunu. O sıralar televizyon yeni yeni gelişip yaygınlaşıyor. Ve bir kola firması televizyon dağıtıyor promosyon olarak. Şişe kapaklarının içinden çıkan harflerle T-E-L-E-V-İ-Z-Y-O-N yazabilene bir televizyon veriliyor. Harflerin tümü bolca çıkıyor da galiba “Z” pek ender çıkıyor. Nuri harfleri tamamlamış bir “Z” bekliyor heyecanla. Mehmet Bey Restorandan getirttiği kolanın kapağına şöyle bir baktıktan sonra “Öööf be, yine mi Z?” diyerek atıveriyor kapağı hızla giden trenin penceresinden. Nuri’nin heyecanla nasıl yerinden fırladığını yıllarca anlattılar. O yıllarda Bölüm hocaları daha yakın sosyal ilişkiler içindeydik, çeşitli vesilelerle bir araya gelirdik. Sanırım yetmişli yılların ikinci yarısındaydık, Yapı Mekaniğinden bir grubu bizim evde akşam yemeğine davet etmiş, iki hafta kadar önceden haber vermiştik. Cumartesi akşamüzeri çalınan kapımızı günlük ev kıyafetlerimiz içinde açtık; gayet düzgün, hatta resmi kıyafetler içinde karşımızda duran Mehmet Bey ile eşi Ayla Hanımı buyur edip darmadağın olan salonumuza aldık. Jeton düşünce bir kahkaha patladı hepimizde. Bizim davete bir hafta öncesinden icabet etmişlerdi. Bu olayı yıllarca anlatıp kendisiyle dalga geçti Kıcıman Hoca. Mehmet Bey hocalık yanı sıra yöneticilik de yaptı ODTÜ’de, yanlış hatırlamıyorsam bir dönem Bölüm Başkanı idi. Ama asıl kritik görevi, “Hasan Tan Dönemi” diye bilinen bunalımlı dönemin ardından yaşanan çalkantılı dönemde yaptığı Rektörlük oldu. Bu dönemin oldukça sakin ve sorunsuz biçimde geçirilmesinde oldukça başarılı oldu Kıcıman Hoca. Bir dönem de politikaya atıldı, sanırım o yola daha önce girmiş olan Prof. Dr. Mustafa Parlar’ın teşvikiyle (bundan çok emin değilim). İyi niyetli çabalarına rağmen fazla başarılı olamadı, çok farklı olan o dünyaya ayak uyduramadı ama aktif olmayan bir partili olarak siyasal çalışmalarını uzunca bir süre sürdürdü. Sevgili Kıcıman Hoca, yıllardır imrendiğim bıyığınızı model alarak bıyık bıraktım Covid 19 döneminde. Ne var ki, sizinki gibi burulmuyor benim bıyık. Sırrınızı merak ediyorum.

    06.05.2021

    Engin Keyder

    Prof. Dr. Mehmet Kıcıman ile tanışmamız 1966 yılında başlar. 1968 yılında Mehmet Bey İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı, ben de yardımcısıydım. Zor dönemlerdi.. Daha sonra Rektörlüğü sırasında durum daha da kötüleşmişti. Buna rağmen Mehmet Bey o ortamda bile sağduyusu ve özverili çalışması ile çok başarılı bir yöneticilik sergilemiştir. ODTÜ Eğitim Sistemi’ne katkıları arasında en önemlilerinden biri BA, CB gibi ara notları getirmesi, diğeri ise kilit derslerin her sömestr verilmesini sağlamasıdır. Bu sayede öğrencilere ortalamalarını yükseltme şansı verilmiş, sene kaybı önlenebilmiştir. Mehmet Bey, Ayla Hanım, çocukları Gelincik ve Nafiz ile model nitelikte bir aileydi. Çok iyi bir eş, çok mükemmel bir baba idi. Ailece görüşürdük Kıcımanlarla. İki yaz tatilini birlikte geçirmiştik. Dostluğumuz emeklilik döneminde de devam etti. Çok sevdiğimiz, saydığımız harika bir dostu kaybetmek bizi çok üzdü. Huzur içinde uyusun..

    30.10.2020

    H. Nevzat Özgüven

    Değerli ODTÜ'lüler, Üniversitemizde kritik bir dönemde Rektörlük yapmış, bugünlere ulaşmamızda emeği geçen değerli hocamız Mehmet Kıcıman'ın vefatından büyük üzüntü duydum. Başta ailesi ve yakınları olmak üzere bütün ODTÜ mensuplarına başsağlığı diliyorum. Mehmet Kıcıman hocamız Rektör olduğunda, ODTÜ'de öğretim üyesi olarak daha bir yılım dolmamıştı. Çok daha sonraları kendisiyle tanışma ve değişik ortamlarda görüşme şansını elde ettim. Çeşitli özellikleriyle takdir edilen, örneklerini maalesef giderek daha az gördüğümüz, pek çok üstün niteliği olan değerli bir insandı. ODTÜ kendisini, en çok, zor günlerde Üniversitemizi koruyabilmek için verdiği ilkeli mücadele ve ODTÜ'yü bugünlere getiren değerlerin oluşturulmasına yaptığı katkılarla anacaktır. Üniversitemiz, farklılığını; elde edilmesi hiç kolay olmayan, yıllar içinde oluşturulmuş ve hepimiz tarafından hassasiyetle korunması gereken bu değerlere borçludur. İçinde yaşadığımız için belki de kanıksadığımız, kaybedildiği zaman kıymeymeti daha iyi anlaşılabilecek bu değerleri koruyabildiğimiz ölçüde ODTÜ saygın farklılığını sürdürebilecektir.


    Mesaj bırakın

  • 25.02.2022

    Prof. Dr. Tuğrul Tankut

    Prof. Kıcıman’ı doktoradan döndüğüm zaman tanıdım; ben uzaklardayken katılmıştı bizim bölüme. Bir süre Amerika Birleşik Devletleri’nde, uçak endüstrisinde mühendislik yapmış, daha sonra yurda dönerek ODTÜ’de hocalığa başlamıştı. Keskin bir zekâya ve kendine özgü bir espri anlayışına sahipti Mehmet Bey; sessiz ve basit cümlelerle ifade eder, hiç gülmeden, çok doğal bir şey söylüyormuş yapardı ince ama çarpıcı esprilerini. Bir örnek verelim: Yetmişli yılların başları, bazılarımız Eskişehir’e, bazılarımız Elazığ’a iki haftada bir giderek Akademilerde ders veriyoruz. Ben Elazığ’a gidenlerdenim. Ankara’dan haftada üç gün uçak var ama çoğu sefer yapılamıyor hava alanı bazı hava koşullarına uygun olmadığından. Çaresiz Diyarbakır’a uçuyoruz, Akademinin arabası bizi oradan alıp Elazığ’a götürüyor. Benim içinde olmadığım bir grup bir kış günü gitmiş Elazığ’a, ama bastıran kar yüzünden geri dönememişler. Elazığ şöyle dursun, Diyarbakır’dan bile uçak kalkamamış. Aralarında Kıcıman Hoca ile birlikte Sevgili Nuri Akkaş’ın da bulunduğu ODTÜ’lü hoca grubu trene binip tutmuşlar Ankara’nın yolunu. O sıralar televizyon yeni yeni gelişip yaygınlaşıyor. Ve bir kola firması televizyon dağıtıyor promosyon olarak. Şişe kapaklarının içinden çıkan harflerle T-E-L-E-V-İ-Z-Y-O-N yazabilene bir televizyon veriliyor. Harflerin tümü bolca çıkıyor da galiba “Z” pek ender çıkıyor. Nuri harfleri tamamlamış bir “Z” bekliyor heyecanla. Mehmet Bey Restorandan getirttiği kolanın kapağına şöyle bir baktıktan sonra “Öööf be, yine mi Z?” diyerek atıveriyor kapağı hızla giden trenin penceresinden. Nuri’nin heyecanla nasıl yerinden fırladığını yıllarca anlattılar. O yıllarda Bölüm hocaları daha yakın sosyal ilişkiler içindeydik, çeşitli vesilelerle bir araya gelirdik. Sanırım yetmişli yılların ikinci yarısındaydık, Yapı Mekaniğinden bir grubu bizim evde akşam yemeğine davet etmiş, iki hafta kadar önceden haber vermiştik. Cumartesi akşamüzeri çalınan kapımızı günlük ev kıyafetlerimiz içinde açtık; gayet düzgün, hatta resmi kıyafetler içinde karşımızda duran Mehmet Bey ile eşi Ayla Hanımı buyur edip darmadağın olan salonumuza aldık. Jeton düşünce bir kahkaha patladı hepimizde. Bizim davete bir hafta öncesinden icabet etmişlerdi. Bu olayı yıllarca anlatıp kendisiyle dalga geçti Kıcıman Hoca. Mehmet Bey hocalık yanı sıra yöneticilik de yaptı ODTÜ’de, yanlış hatırlamıyorsam bir dönem Bölüm Başkanı idi. Ama asıl kritik görevi, “Hasan Tan Dönemi” diye bilinen bunalımlı dönemin ardından yaşanan çalkantılı dönemde yaptığı Rektörlük oldu. Bu dönemin oldukça sakin ve sorunsuz biçimde geçirilmesinde oldukça başarılı oldu Kıcıman Hoca. Bir dönem de politikaya atıldı, sanırım o yola daha önce girmiş olan Prof. Dr. Mustafa Parlar’ın teşvikiyle (bundan çok emin değilim). İyi niyetli çabalarına rağmen fazla başarılı olamadı, çok farklı olan o dünyaya ayak uyduramadı ama aktif olmayan bir partili olarak siyasal çalışmalarını uzunca bir süre sürdürdü. Sevgili Kıcıman Hoca, yıllardır imrendiğim bıyığınızı model alarak bıyık bıraktım Covid 19 döneminde. Ne var ki, sizinki gibi burulmuyor benim bıyık. Sırrınızı merak ediyorum.

    06.05.2021

    Engin Keyder

    Prof. Dr. Mehmet Kıcıman ile tanışmamız 1966 yılında başlar. 1968 yılında Mehmet Bey İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı, ben de yardımcısıydım. Zor dönemlerdi.. Daha sonra Rektörlüğü sırasında durum daha da kötüleşmişti. Buna rağmen Mehmet Bey o ortamda bile sağduyusu ve özverili çalışması ile çok başarılı bir yöneticilik sergilemiştir. ODTÜ Eğitim Sistemi’ne katkıları arasında en önemlilerinden biri BA, CB gibi ara notları getirmesi, diğeri ise kilit derslerin her sömestr verilmesini sağlamasıdır. Bu sayede öğrencilere ortalamalarını yükseltme şansı verilmiş, sene kaybı önlenebilmiştir. Mehmet Bey, Ayla Hanım, çocukları Gelincik ve Nafiz ile model nitelikte bir aileydi. Çok iyi bir eş, çok mükemmel bir baba idi. Ailece görüşürdük Kıcımanlarla. İki yaz tatilini birlikte geçirmiştik. Dostluğumuz emeklilik döneminde de devam etti. Çok sevdiğimiz, saydığımız harika bir dostu kaybetmek bizi çok üzdü. Huzur içinde uyusun..

    30.10.2020

    H. Nevzat Özgüven

    Değerli ODTÜ'lüler, Üniversitemizde kritik bir dönemde Rektörlük yapmış, bugünlere ulaşmamızda emeği geçen değerli hocamız Mehmet Kıcıman'ın vefatından büyük üzüntü duydum. Başta ailesi ve yakınları olmak üzere bütün ODTÜ mensuplarına başsağlığı diliyorum. Mehmet Kıcıman hocamız Rektör olduğunda, ODTÜ'de öğretim üyesi olarak daha bir yılım dolmamıştı. Çok daha sonraları kendisiyle tanışma ve değişik ortamlarda görüşme şansını elde ettim. Çeşitli özellikleriyle takdir edilen, örneklerini maalesef giderek daha az gördüğümüz, pek çok üstün niteliği olan değerli bir insandı. ODTÜ kendisini, en çok, zor günlerde Üniversitemizi koruyabilmek için verdiği ilkeli mücadele ve ODTÜ'yü bugünlere getiren değerlerin oluşturulmasına yaptığı katkılarla anacaktır. Üniversitemiz, farklılığını; elde edilmesi hiç kolay olmayan, yıllar içinde oluşturulmuş ve hepimiz tarafından hassasiyetle korunması gereken bu değerlere borçludur. İçinde yaşadığımız için belki de kanıksadığımız, kaybedildiği zaman kıymeymeti daha iyi anlaşılabilecek bu değerleri koruyabildiğimiz ölçüde ODTÜ saygın farklılığını sürdürebilecektir.


    Mesaj bırakın