< Geri dön

Öğr. Gör. Güner Mutaf

Anısına

1947 - 13 Şubat 2014
< Geri dön

Öğr. Gör. Güner Mutaf

Anısına

1947 - 13 Şubat 2014
  • Güner Mutaf, 24 Haziran 1947’de Ankara’da doğdu. Lise yıllarını İzmir’de geçirdi. 1964 yılında İzmir Koleji’ni bitirdi. 1970 yılında ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden mezun oldu. 1973 yılında Mimarlık Ana Bilim Dalından yüksek lisans derecesini aldı. Öğrencilik yıllarında Amerikalı tasarımcı David Munro’nun Mimarlık Bölümünde açtığı seçmeli endüstriyel tasarım derslerini aldı; ameliyat yatağı tasarladığı yüksek lisans tezini Munro’nun danışmanlığında gerçekleştirdi.

    Sayın Mutaf yüksek lisansını tamamladıktan sonra Mimarlık Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak göreve başladı. 1976’da öğretim görevlisi oldu; Temel Tasarım derslerine, Endüstriyel Tasarım seçmeli dersine ve yaz stajına katkıda bulundu. 1974’ten itibaren  Mehmet Asatekin ile birlikte Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nün kuruluş çalışmalarını yürüttü. 1976-78 yılları arasında Danimarka’da Royal Danish Academy of Fine Arts’da Erik Herlov ile çalıştı; ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü için hazırlık çalışmalarını gerçekleştirdi. 1979’da Endüstri Ürünleri Tasarımı lisans programının açılmasıyla birlikte bu bölüme geçti. 1985 yılı Nisan ayına kadar çok çeşitli dersler verdi. 1985-1994 yılları arasında ODTÜ’deki tam zamanlı görevine ara verip profesyonel çalışmalarına odaklandı.

    ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümünden emekli olduğu 2007 yılı Mayıs ayına kadar tasarım stüdyoları, stajlar ve mekanizma dersleri başta olmak üzere eğitime önemli katkılarda bulundu.

    Pratikle bağını hiç koparmayan bir eğitimci olan Güner Mutaf, gençlik yıllarında kendi dalgıç ekipmanını geliştirdi; müzik aletleri tasarladı; daha sonra kendi katamaranını yaptı. Teknik ekipman, kent mobilyası, aydınlatma, kurumsal ve özel iç mekan tasarımları gibi konularda birçok tasarım ve uygulama projesi gerçekleştirdi. Gama Elektronik, Koleksiyon Mobilya, Dokap gibi firmalar için tasarım yaptı; yurtiçinde ve yurtdışında Hilton, Çırağan, Swiss Hotel gibi birçok kurum için iç mekan uygulamaları gerçekleştirdi.

    Bir eğitimci olarak öğrencilerine çevresini bir tasarımcı gözüyle analiz etmelerini aşılayan, tasarımda kimsenin farketmediği detaylara dikkat çeken, çözümsüz gibi görünen sorunların pratik çözüm yollarını ustalıkla gösteren Güner Mutaf, üretkenliği, üstün yetenekleri ve zekasına karşın mütevazı kişiliğiyle tanınırdı.

     


    Fotoğraf Paylaşın

    Anılar

    10.12.2022

    Fatma Korkut

    Sevgili Güner hocam tanıdığım en mütevazı, en yapmacıksız insandı; herkesle ve her şeyle barışıktı. Tartıştığına, sinirlendiğine, kaba bir söz kullandığına tanık olmadım. Gösterişle ilgilenmezdi; giyimiyle, kuşamıyla, davranışlarıyla, sözleriyle, her şeyiyle doğaldı, samimiydi. Ekmeğini üreterek ve öğreterek kazandı; birçok zorlu işi gönüllü yaptı. Sevdiği işlerle haşır neşir olduğunda yüzde yüz kendisi olurdu; eylem insanıydı; olumsuzlamalarla zaman kaybetmezdi; yapmak, denemek, inşa etmek vardı mizacında. Öğrencilerine de öyle yaklaşırdı; kimseyi yargılamazdı; bildiği her şeyi her zaman herkesle paylaşmaya hazırdı. Kaptandı; denize ve teknelere tutkundu. Çok zekiydi; güçlü mizah duygusu, iç dünyasının zenginliğini ele verirdi. Birlikte çalıştığı herkesi kardeşi bilen, öyle hissettiren bir insandı. Bizlerde böyle güzel bir iz bıraktı işte. Sadece hocamızı değil çok özel bir insanı yitirdik. Ona veda etmek çok zor. Hepimizin başı sağ olsun. 14 Şubat 2014


    Mesaj bırakın

  • 10.12.2022

    Fatma Korkut

    Sevgili Güner hocam tanıdığım en mütevazı, en yapmacıksız insandı; herkesle ve her şeyle barışıktı. Tartıştığına, sinirlendiğine, kaba bir söz kullandığına tanık olmadım. Gösterişle ilgilenmezdi; giyimiyle, kuşamıyla, davranışlarıyla, sözleriyle, her şeyiyle doğaldı, samimiydi. Ekmeğini üreterek ve öğreterek kazandı; birçok zorlu işi gönüllü yaptı. Sevdiği işlerle haşır neşir olduğunda yüzde yüz kendisi olurdu; eylem insanıydı; olumsuzlamalarla zaman kaybetmezdi; yapmak, denemek, inşa etmek vardı mizacında. Öğrencilerine de öyle yaklaşırdı; kimseyi yargılamazdı; bildiği her şeyi her zaman herkesle paylaşmaya hazırdı. Kaptandı; denize ve teknelere tutkundu. Çok zekiydi; güçlü mizah duygusu, iç dünyasının zenginliğini ele verirdi. Birlikte çalıştığı herkesi kardeşi bilen, öyle hissettiren bir insandı. Bizlerde böyle güzel bir iz bıraktı işte. Sadece hocamızı değil çok özel bir insanı yitirdik. Ona veda etmek çok zor. Hepimizin başı sağ olsun. 14 Şubat 2014


    Mesaj bırakın